Genel olarak
beton, içindeki donatı çeliklerini korozyona karşı mükemmel bir şekilde
korur. Beton içindeki yüksek alkali ortamı, donatı çeliğine sıkıca yapışacak
bir film oluşturur ve bu film çeliği pasifize ederek korozyona uğramasını
önler.
Donatı çeliğinde korozyon; beton yeterli kalitede değilse, yapı çevre
koşullarına göre tasarlanmamışsa (korozyona karşı yalıtım önlemleri
alınmamışsa), ortam koşulları önceden tahmin edilmemişse, veya betonun hizmet
ömrü boyunca değişiklikler varsa oluşur. Korozyonun başlıca sebebi olarak
klor iyonları gösterilmektedir.
Bununla beraber, normal olarak betonun pH değeri 12' den büyüktür ve bu değer
korozyonun oluşmaması için yeterlidir. Ancak, diğer çevresel faktörlerin
etkisiyle ortam pH değeri düşmekte ve donatı çeliğinde korozyon oluşmasına
neden olabilmektedir. Yandaki grafikte (Grafik 1) korozyon oranının ortam pH
değeri ile ilişkisi görülmektedir. Buna göre, ortam pH değerinin 10 ile 4
arası olması durumunda, korozyon nedeniyle donatı kesit kaybı 0.25 mm/yıl
olmaktadır. Örnek olarak, hesap dayanımı 365 MPa olan BÇ IIIb sınıfı f10' luk
bir donatı çeliği alındığında bu çubuk 28.6 kN (2922 kg) yük
taşıyabilmektedir. Budonatı çubuğu 0.25 mm/yıl oranında korozyona uğradığında
kesit azalması nedeniyle taşıyabileceği yük birinci yılda 2.8 kN (285 kg) azalmaktadır. Aynı
oranla 10 yıl sonunda taşıyabileceği yük ilk duruma göre 21.5 kN (2190 kg) azalmakta, bu
süre sonunda 7.1 kN (723 kg)
taşıyabilir hale gelmektedir. 20 yıl sonunda ise çelik tamamen çürüyeceği
için hiç yük taşıyamaz durumda olacaktır.
Betonarme yapılarda donatı çeliğinin korozyona karşı korunmasında çeşitli
yöntemler kullanılmaktadır. Su yalıtımı bu önlemler içinde büyük öneme sahip
olduğundan, bu yazıda korozyona karşı su yalıtımı ele alınmaktadır.
Korozyona karşı su yalıtımı dendiğinde akla ilk gelen, sulu zeminlerdeki
yapıların temelleri ve köprü viyadük gibi sanat yapılarının tabliyelerinin
korunmasıdır. Köprü-viyadük tabliyelerinde suyun birikmemesi ve kışın yapılan
tuzlama çalışmalarında klor iyonlarından etkilenmemesi için mutlaka su
yalıtımı yapılmalıdır. Köprü ve viyadüklerde su yalıtımı, yüksek mukavemetli,
4mm kalınlıkta, polimer bitümlü membranların tabliye üstüne yapıştırılmasıyla
gerçekleştirilir. Su yalıtım katmanının üstüne daha sonra asfalt aşınma
tabakası serilerek imalat tamamlanır. Benzer şekilde, yapıların temelleri de
suya karşı yalıtılmalıdır. Aksi takdirde, beton içine nüfuz edecek su,
ortamın alkalinitesini düşürebilir ve bu su içinde bulunabilecek klor
iyonları korozyona ve neticede yapının taşıyabileceği yük kapasitesini
alzatarak yapı güvenliğini tehlikeye sokar.
TEMELLERDE
SU YALITIMI
Mimari projenin tasarımı esnasında, zemin etütleri yapılırken, zemin suyunun
tetkikinin de yapılması, gerek proje müellifine gerekse yalıtımcıya yön verecektir.
Bu nedenle zemin su durumunun belirlendiğinde, temel sisteminin statik
gereklilik dışında bu suya karşı alınacak önlemler doğrultusunda yeniden
seçilmesi gerekecektir. Örnek vermek gerekirse, mütemadi temel sisteminin
radye jeneral temel sistemine çevrilmesi söz konusu olabilecektir.
Zemindeki Su
Durumunun Tesbiti: Zemindeki
su durumunun tesbiti için zemin suyu seviyesinin en yüksek olduğu dönem
gözlenmelidir. Su seviyesi kadar suyun debisi de önem kazanmaktadır ve
yeraltı su rejiminin değişkenlik göstereceği unutulmamalıdır.
Zemindeki Su
Durumunun Değerlendirilmesi: Sondaj ve gözlemler sonucu zemindeki su durumu
aşağıda belirtilen üç kategoriye ayrılarak yalıtım projesi hazırlanır.
- Zemin Rutubetine Karşı Yalıtım
- Basınçsız Suya Karşı Yalıtım
- Basınçlı Suya Karşı Yalıtım
ZEMİN
RUTUBETİNE KARŞl YALITlM
Zemin rutubeti; zeminde daima mevcut bulunan, kılcallık yoluyla yapının
bünyesine girip zararlara yol açan, zeminin cinsine bağlı olarak etki
derecesi değişiklik gösteren sudur. Zemin rutubeti;
- Zemin tanecikleri ile aderans temin eden ve sızmayan su
- Zemin tanecikleri arasına köşelere asılı kalan su
- Zemin taneciklerini ince bir film şeklinde saran su
- Yeraltı suyu veya birikinti sularından kılcal olarak emilen su
şeklinde "TS 3128 Binalarda Zemin Rutubetine Karşı Yapılacak Yalıtım
İçin Yapım Kuralları" Standardında tanımlanmıştır.
Toprakla temas eden statik perdelere bir kat cam tülü taşıyıcılı 3mm
polimerik örtü ile yapılacak yalıtım yeterlidir. Temel kotu altında, bina
çevresinde ve gerekli ise sömeller arasında yapılacak drenaj yalıtımı
tamamlar.
.jpg) BASINÇSIZ
SUYA KARŞI YALITIM
Damlayabilir, akabilir durumdaki suya genel olarak basınçsız su adı verilir.
Bu su, sızma su, kullanma suyu olabilir, yapı ve yalıtım üzerine ya hiç ya da
geçici olarak bir hidrostatik basınç yapar.
Basınçsız suya karşı, temel derinliğine bağlı olarak önerilecek alternatifli
detaylar şöyledir:
Yatayda (Tabanda): Bir kat polyester keçe taşıyıcılı 3mm polimer bitümlü
örtü veya, bir kat polyester keçe taşıyıcılı 3mm. örtü ile bir kat cam tülü
taşıyıcılı 3mm kalınlıkta polimer bitümlü örtüler ile birlikte uygulanır.
Düşeyde (Perdede): Bir kat cam tülü taşıyıcılı 3mm polimer bitümlü
örtü veya, cam tülü taşıyıcılı 3mm kalınlıkta polimer bitümlü örtü iki kat
olarak uygulanır.Tabliyelerinde suyun birikmemesi ve kışın yapılan tuzlama
çalışmalarında klor iyonlarından etkilenmemesi için mutlaka su yalıtımı
yapılmalıdır. Köprü ve viyadüklerde su yalıtımı, yüksek mukavemetli, 4mm
kalınlıkta, polimer bitümlü membranların tabliye üstüne yapıştırılmasıyla
gerçekleştirilir. Su yalıtım katmanının üstüne daha sonra asfalt aşınma
tabakası serilerek imalat tamamlanır. Benzer şekilde, yapıların temelleri de
suya karşı yalıtılmalıdır. Aksi takdirde, beton içine nüfuz edecek su,
ortamın alkalinitesini düşürebilir ve bu su içinde bulunabilecek klor
iyonları korozyona ve neticede yapının taşıyabileceği yük kapasitesini
alzatarak yapı güvenliğini tehlikeye sokar.
KAYNAKLAR
BTM
A.Ş. Teknik Yayınları
TS 3128
TS 3647
Report on Corrosion of Metals in Concrete, American Concrete Institute, ACI
222R-96 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder